26 Ocak 2012 Perşembe

Ben ve Sürüm




Büyük bir kararsızlıkla evden çıktı. Etrafta kimseciklerin olmaması içindeki futursuzca buyuyen huzursuzluğunu iyice arttırmıştı. Boş yolda sokak lambalarının soluk sarı işiği altında ümitsizce ilerliyordu. Cevresinde içini rahatlatacak bir kaç insan silüeti aradı. Fakat bir kaç sokak kedisinden başka kimsecikler yoktu. Evden çıkarkenki gayesini hatırlattı kendine. Artık korkusu ile yüzleşecekti. Artık kendisi ile yüzleşecekti. Bir an için etrafın bu kadar ıssız olmasına sevindi. Ama bu sevinci kısa bir süre sonra metrodaki o insan kalabaligini görünce büyük bir iç muhakemesine dönüşmüştü. Adımları kararsızlaştı. Insanların büyük bir kısmının Yenibosna yönüne doğru gidişini panikle izledi. Soğukkanlılığını kaybetmişti. Yenibosna tarafına doğru çılgınca koşmaya başladı. İnsan kalabalığına , ait olduğu yere doğru ... O anda Aksaray yazısını gördü. Aksaray yazısı ona bir birey olduğunu hatırlattı. Bir bireydi o, kendi istekleri; kendi amacı , kendi kararları olmalı idi. Bu düşüncelerle Aksaray yönüne doğru yürüdü. Adımları artık kararlı idi. Taki metronun karşı tarafındaki insan kalabalığını tekrar görünceye kadar. Yapamayacaktı. Hizla yaklaşan ustunde havalimani yazan treni gördü. İradesini tamamen kaybetmişti. Rayların üstünden karşıya geçebileceğini düşündü. Hala vakti vardı. Raylara doğru adımını attı ki , biri kolundan tuttu. İşte o zaman arkasından birtakım sesler duymaya başladı. İnsan adımları ve bir bebeğin tiz bir sesle ağlamasını işitti. Gerisine baktiginda karşısında bir sürü insan gördü. Birden her taraf bembeyaz kesildi. Bilincini kaybetmişti. Üstünde Aksaray yazan bir metro ile yol aldı. Ve bu uhrevi parlak beyazlık kalktığında kendisini üniversitesindeki bir anfinin sırasında buldu. O anda önünde nurlu bir şekil peyda oldu. Bu tüyleri kısacık kesilmiş normal bir koyundan farklı olmayan normal bir koyunun silüeti idi. Iste adam o zaman herseyi anladi. Bir daha hicbir zaman guvende oldugu sürüsünden ayrilmadi. Ve hayati boyunca mutlu yasadi
                                                                                                
                                                                                                      2006, Istanbul


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder